Bu kaz mevzuuna daha önce Charles Street’te gördüğüm dünya şahanesi sarı bir kızdan mülhem olarak Türkiye’deki basınla ilgili değinecektim:
Bizimkilerin yüzyıldır kapak yapıp dayattığı kızlar burada sokaklarda dolaşıyor.
Sokaktaki kız, içinde kendini gördüğü veya göreceği için gidip dergiyi alıyor -aslını söylemek gerekirse, ona ihtiyacı da yok, o da başka bir sersemletme bombardımanı altında, malum!
Halen de merak ediyorum: İstanbul’da bile o kızdan kaç tane...
Eskiden beri inanıyorum: Zavallılık doğuştan gelmez, sonradan edinilir; kültürel bir şeydir. Ve genellikle hali vakti yerinde olanlar arasında revaç bulur.
2011 Temmuz eki: Türkiye’de basının, dar anlamda, Türk olmadığı –daha genişleterek söylersek, milli olmadığı- bilinmeyen bir gerçeklik değil.
Öte yandan, bu faslı da Türkiye’nin kendi tarihsel gelişim sürecinden soyutlayarak ele almak da mümkün değil.
Hayır, cumhuriyet devrimlerini suçlamak gibi bir basitlik –ihanet hatta- içinde hayatta olamam; fakat, işte mevcut Türkiye’de de açıkça görüldüğü gibi, bizim –en azından “aktif olan” diyelim- kültürel kökenlerimiz bizi, toplumu geri çekiyor; çağın içinde kulaç atma yönelimi bir yana, ne çağ, ne yüzme, ne kulaç bilgisi var bu kültürel geçmişte; bataklık ve insana deriiin bir uyku veren albenisiyle zehirli sarmaşıklar.
Bizimkilerin yüzyıldır kapak yapıp dayattığı kızlar burada sokaklarda dolaşıyor.
Sokaktaki kız, içinde kendini gördüğü veya göreceği için gidip dergiyi alıyor -aslını söylemek gerekirse, ona ihtiyacı da yok, o da başka bir sersemletme bombardımanı altında, malum!
Halen de merak ediyorum: İstanbul’da bile o kızdan kaç tane...
Eskiden beri inanıyorum: Zavallılık doğuştan gelmez, sonradan edinilir; kültürel bir şeydir. Ve genellikle hali vakti yerinde olanlar arasında revaç bulur.
2011 Temmuz eki: Türkiye’de basının, dar anlamda, Türk olmadığı –daha genişleterek söylersek, milli olmadığı- bilinmeyen bir gerçeklik değil.
Öte yandan, bu faslı da Türkiye’nin kendi tarihsel gelişim sürecinden soyutlayarak ele almak da mümkün değil.
Hayır, cumhuriyet devrimlerini suçlamak gibi bir basitlik –ihanet hatta- içinde hayatta olamam; fakat, işte mevcut Türkiye’de de açıkça görüldüğü gibi, bizim –en azından “aktif olan” diyelim- kültürel kökenlerimiz bizi, toplumu geri çekiyor; çağın içinde kulaç atma yönelimi bir yana, ne çağ, ne yüzme, ne kulaç bilgisi var bu kültürel geçmişte; bataklık ve insana deriiin bir uyku veren albenisiyle zehirli sarmaşıklar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder