North End Halk Kütüphanesi Bir Özel Müzik Programı Sunar, diye bir el ilanı ortada dolaşıyordu. Soprano Ruth Harcovitz, Napolitan şarkıları, opera aryaları ve popüler İtalyan şarkıları söyleyecekmiş. Üstelik bedava.
Heyacanlanarak kalktık bir saat önceden gittik, halk hücum ederdi belki, olur ya...
Görevliye, biz müzik programına geldik, salon nerede, nasıl gidebiliriz, diye soruyorduk ki, kadın kolunu kuytu bir köşeye doğru uzatarak, “orada, oditoryumda”, dedi.
Gittik, baktık; 40 civarında sandalye vardı. Ortaya bir org konmuş. Öbür bir masada, kuki dedikleri kurabiye gibi şeyler var. Yanında, kırmızı, şerbet gibi bir içecek. Öbür bir masada, kazanda kahve ve şeker ve süt ve kağıt bardaklar ve kaşıklar. Öteki bir köşede, sanatçının, belki satın almak isteyen çıkar diye konmuş CD’leri.
Saat 12’de program başladı. Az önce ortalıkta sağa sola koştururken gördüğümüz kadındı solist. Pullu kırmızı bir sahne elbisesi giymişti. Başında perukasıyla. Haddinden fazla karikatür bir amca da orgun arkasına geçti.
Çoğu 70’i geçkin 30 kadar dinleyiciye, bir saat kadar çok güzel şarkılar söyledi Ruth Harcovitz. Bazılarının öykülerini de anlatarak. Konuşması da güzeldi. Sonradan öğrendik ki New England Konsevatuarı’nda hocaymış da.
Her ne kadar özel bir çaba harcamadıysam da izleyicilerin dikkate değer bir kısmının tıkınmak -malesef adı böyle eylemin- için geldiğini gördüm.
2011 Temmuz eki: Zaman içinde onu gözlemledim ki, bu sosyal bir "aktivite". Böyle organizasyon yapanların, "gelsin fakir, karnını doyursun" gibi bir kalemi var; eh tablo bu sayede biraz da kalabalık görünüyor.
Öte yandan, Ruth Harcovitz'in performansı, en azından bizim yaşadığımız bölgedeki yapıyı anlamak bakımından bazı ipuçları veriyordu.
1. Emekli bir opera sanatçısı, her şey -masraflar yani- kendisinden, bir sürü şeyi bir araya getirerek, bedava konser veriyor. Podyum filan aradığı yok; burnunun dibindeki ve dikkati çekecek kadarı boş olan sandalyelerden gocunmuyor. Gelenlerle arasında en küçük bir serinlik bile yok; herkesle sevgili... Sanatının icrasında da fevkalade özenli.
2. Mahallenin kütüphanesinde bu tür işler için bir yer ve zaman var. Kütüphane idaresi, bu organizasyonu duyurmak için ilan hazırlıyor ve uygun olan bütün yollarla, mahalle halkına ulaştırıyor.
3. Bu olaydan kendisinin kâr hanesine yazılabilecek hemen hiçbir şey yok; bir önemi varsa, yerel gazetede çıkacak üç dört satır hariç.
4. Belki bu aktivite, öğretmen olarak çalıştığı kurumun, "yılda şu kadar performans" dayatmasının sonucudur, olur a; buralarda var böyle kayıt ve şartlar. Fakat en küçük bir angarya sızıntısı yoktu tabloda.
5. Belli ki hayatının belki de tamamı müzik ve şarkılarla geçmiş, onlarla nefes almış vermiş; gerçek anlamda bir tatmini varsa bu çabasının, herhalde yaşıyor olduğunu bir kez daha hissetmesiydi; her şeyi kendisi için yaptı belki; niye olmasın...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder