Sıkışmış bir olmayan kuyruk davası
Atatürk’ün gençliğe hitabesi de kaldırılsınmış…
Yani bir fikir olarak ileri sürülebilir.
Fakat Allah için biraz samimi olun.
Siz bu işin neresindesiniz?
Atatürk bir büyük adam, bunun tartışılacak bir yanı yok; üzerinde soluk alıp küfür etme ozgürlüğünü kullandığın bu topraklar, Yozgat dahil, onun dehasıyla vatan kimliğini korumuş. Herhangi bir gavurun sömürgesi veya kontrolü altında azınlıktan biri değilsen, bunu ona borçlusun.
Bunu idrak edemeyene nankör derler. Atatürk’ün nankörlere hitaben yaptığı bir konuşma yok.
Atatürk güvendiği gençliğe yapmış bu konuşmayı; ben onlardan değilim diyorsan, keyfin bilir, istediğin şemsiyenin altında bağır çağır…
Bu yolda hangi emirlere uydun da yoruldun; bu emirlere uyarak hangi canım emeklerini zayi ettin?.. Bu emirler hayat yolunda senin hangi bulunmaz zenginliğini eritti bitirdi?.. Hangi mahvolmuşluğun birikimiyle şikayet ediyorsun?
Belki aynı yaşlardayız veya gençsin benden; bunca yıl ben zerre kadar zararını görmedim Atatürk’ün gençliğe hitabının. Ne ırk ayırdım, ne millet, ne inanç, ne siyasi görüş ne komşularla savaşı arzuladım ne de mazlumun acısına sırtımı döndüm, ne şu ne bu… Insanı hep başımın üstünde tuttum. Atatürk buna hiçbir zaman engel olmadı; sen hangi tecrübelerden geçtin ki, inatla karşına Atatürk çıkıyor? Ne yapmana engel Atatürk? Hangi iyi bir şeyi yapmak istedin de Atatürk’ün gençliğe hitabı karşına çıkıp “dur” dedi?
Bu etkiyle uğraşırken biraz düşün –ve aynaya bak, faydası olur, ben diye başla, birşeyler söyle- hangi dünya şahanesi çiçeklerinin açılmasını engelledi o hitabe Mustafa…
Kimin adına konuşuyorsun?
Kim eğitti seni Mustafa?
Bir entellektüel olarak, burnumu sokmak için üzerime vazife olmasını beklemem bir şeyin, diyorsan; niye uyudun şimdiye kadar? Hitabe 80 küsur senedir orada Mustafa…
O çok yukardan baktığın yer senin kafa göz hizan değil; bindiğin geminin yakaladığı yükselen dalga Mustafa. Gemi hep orada kalmaz Mustafa. Deniz, kaptanı da takmaz, seni de takmaz Mustafa. Geminin battığı dahi olur Mustafa.
Zavallılık anadan doğma değildir, fakat sonradan olmadır Mustafa.
Okumak cehaleti giderir Mustafa…
Yani bir fikir olarak ileri sürülebilir.
Fakat Allah için biraz samimi olun.
Siz bu işin neresindesiniz?
Atatürk bir büyük adam, bunun tartışılacak bir yanı yok; üzerinde soluk alıp küfür etme ozgürlüğünü kullandığın bu topraklar, Yozgat dahil, onun dehasıyla vatan kimliğini korumuş. Herhangi bir gavurun sömürgesi veya kontrolü altında azınlıktan biri değilsen, bunu ona borçlusun.
Bunu idrak edemeyene nankör derler. Atatürk’ün nankörlere hitaben yaptığı bir konuşma yok.
Atatürk güvendiği gençliğe yapmış bu konuşmayı; ben onlardan değilim diyorsan, keyfin bilir, istediğin şemsiyenin altında bağır çağır…
Bu yolda hangi emirlere uydun da yoruldun; bu emirlere uyarak hangi canım emeklerini zayi ettin?.. Bu emirler hayat yolunda senin hangi bulunmaz zenginliğini eritti bitirdi?.. Hangi mahvolmuşluğun birikimiyle şikayet ediyorsun?
Belki aynı yaşlardayız veya gençsin benden; bunca yıl ben zerre kadar zararını görmedim Atatürk’ün gençliğe hitabının. Ne ırk ayırdım, ne millet, ne inanç, ne siyasi görüş ne komşularla savaşı arzuladım ne de mazlumun acısına sırtımı döndüm, ne şu ne bu… Insanı hep başımın üstünde tuttum. Atatürk buna hiçbir zaman engel olmadı; sen hangi tecrübelerden geçtin ki, inatla karşına Atatürk çıkıyor? Ne yapmana engel Atatürk? Hangi iyi bir şeyi yapmak istedin de Atatürk’ün gençliğe hitabı karşına çıkıp “dur” dedi?
Bu etkiyle uğraşırken biraz düşün –ve aynaya bak, faydası olur, ben diye başla, birşeyler söyle- hangi dünya şahanesi çiçeklerinin açılmasını engelledi o hitabe Mustafa…
Kimin adına konuşuyorsun?
Kim eğitti seni Mustafa?
Bir entellektüel olarak, burnumu sokmak için üzerime vazife olmasını beklemem bir şeyin, diyorsan; niye uyudun şimdiye kadar? Hitabe 80 küsur senedir orada Mustafa…
O çok yukardan baktığın yer senin kafa göz hizan değil; bindiğin geminin yakaladığı yükselen dalga Mustafa. Gemi hep orada kalmaz Mustafa. Deniz, kaptanı da takmaz, seni de takmaz Mustafa. Geminin battığı dahi olur Mustafa.
Zavallılık anadan doğma değildir, fakat sonradan olmadır Mustafa.
Okumak cehaleti giderir Mustafa…